Ticaret Hukukunda Genel Sıralama

Turkish

Ticaretle bağlantılı ve ticarete konu olan olan tüm ilişki, eylem ve durumların hukukunu, ticaret hukuku olarak tanımlayabiliriz. Ticari eylemleri yürüten kişileri tacir, tüzel kişileri ise ticari şirketler olarak tanımlarız. Ticaret ise, mal ve hizmetlerin üretiminden tüketimine kadar alınıp satılmasına konu olan tüm eylemlerdir. Ticaret hukuku anlamında, nelerin ticari iş olduğu Ticaret Kanunu madde 3 ve madde 19 çerçevesinde belirlenir. Bununla birlikte, bir ticari işletmeyi ilgilendiren tüm işlem ve eylemleri ticari konu ve iş oluştururlar. Ticaret şirketlerinin adi alanları (işletmeyle ilgili olmayan işleri) bulunmaz.

Ticaret hukuku, kamu hukuku ile özel hukuk ayrımında, özel hukuk içinde yer alır. Kamu hukukunda devletin üstün/tek taraflı iradesi söz konusu iken, özel hukukta iradelerin eşitliği/serbestliği geçerlidir.

Ticaret hukukunu düzenleyen ve yürürlükte olan asıl kaynak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’dur. 

Ticaret hukukunun konuları, ticari işletme, ticaret şirketleri, kıymetli evrak, taşıma işleri, deniz ticareti ve sigortası, sermaye piyasası hukuku, banka hukuku, fikri ve sınai mülkiyet hukuku, rekabet hukuku, taşıma hukuku olarak belirtilebilir.

Ticari işlere uygulanacak hükümler ticaret kanununun hükümlerinden ibaret olmayıp, başta Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu olmak üzere diğer kanun hükümleri de ticari işlere uygulanacaktır.

Uygulamada;

  • Ticaret Kanunu ile diğer kanunların emredici hükümleri,
  • Sözleşme hükümleri,
  • Tamamlayıcı ya da yorumlayıcı ticari hükümler,
  • Ticari örf ve adet,
  • Diğer kanunların genel hükümleri,

sırası izlenir.

Ticari davalar asliye ticaret mahkemelerinde görülürler. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine yönelik ticari davalarda, dava açılmadan önce, arabulucuya başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir. Buna rağmen, arabulucuya başvuru yapılmadan dava açılması halinde, davanın reddine karar verilir. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.

Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Süresinde itiraz edilmemesi halinde, ispat yükümlülüğü, faturayı alan aleyhine yer değişir. Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.

Bir alacak talebi, zamanaşımına uğrayabilir ancak bu durum alacak hakkını sona erdirmez, alacak hakkını eksik borç haline getirir. Zaman aşımı süresinin geçmesi üzerine, borçlu, zamanaşımı gerekçesiyle, borcunu ödemekten kaçınabilir. Ticaret kanunu ve diğer kanunlarda çeşitli zaman aşımı süreleri öngörülmüştür. Özel bir düzenleme yoksa, her alacak on yıllık zaman aşımına tabidir. Buna göre vadesinden itibaren on yıl içinde talep edilmeyen bir alacak bakımından, borçlu borcunu ödememek için bir savunma olanağına sahiptir.